İLKSAN’daki mevcut statükoyu ve yönetim tarzını kabul etmediklerini belirten Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, açıklamasında şunları kaydetti;
‘’Rapordaki amacımız; Gordion’un düğümüne dönen, yetki ve sorumluluk sahiplerinin adeta kaderine terk ettiği ve ölü resmiyetine bürünmüş İLKSAN’ın dünden bugüne karşı karşıya kaldığı mali, hukuki ve yönetsel tüm sorunlarını derinlemesine ve bilgiye dayalı somut verilerle tespit etmek, Sandığın içine düştüğü çıkmazdan kurtulması için öneriler geliştirerek eğitim çalışanlarına ekonomik fayda sağlayacak yepyeni bir kurumun inşasına vesile olmak gerekir.
İLKSAN’daki mevcut statükoyu ve yönetim tarzını kabul etmiyoruz.
İLKSAN’ın, 13 Ocak 1943 tarihinde ve Türkiye’de henüz merkezî bir sosyal güvenlik kurumunun olmadığı bir zaman diliminde, ilkokul öğretmenlerinin konut, sağlık, doğum, ölüm ve emeklilik gibi problemlerini çözmek maksadıyla 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler için Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun’la kurulmuştur.78 yaşındaki Sandık, 285 bin 830 üyesinin maaşından her ay emekli keseneğine esas olan matrahın yüzde 2’si oranında aidat toplamaktadır. İLKSAN, ne kamu ne de özel sektör kuruluşudur, nevi şahsına münhasır bir müessese olarak varlığını 78 yıldan bu yana sürdürmektedir. Sandık, iş hayatının, ekonomi dünyasının, tamamlayıcı mesleki emeklilik sisteminin gereklerini yerine getirememektedir. Bürokratik ataletten bir türlü kurtulamayan, özel sektör kuruluşu gibi bağımsız iş görme becerisi de sergileyemeyen İLKSAN, kimlik bunalımı yaşamaktadır. Sandık, KİT’lerin tasfiye edilmeden önceki verimsizlik, piyasa gerçekliğinden kopmuşluk ve yoğun siyasallaşma tuzağının tam içine düşmüş, ülkemizin birtakım kronik ve bürokratik hastalıkları da bünyesine sirayet etmiştir. Eğitim-Bir-Sen olarak bizim gördüğümüz; İLKSAN’ın bugüne kadar sosyal, iktisadi ve siyasi alanda sergilediği performans, iş yapış şekli, üyelerine yaptığı ve yapamadığı hizmetlerle kurumsal itibarını göz önünde bulundurduğumuzda, Sandığın ilham veren bir başarı hikâyesinin olmadığıdır. İLKSAN’da tespit ettiğimiz temel sorunlar ve Sandığın başarısızlık sebepleri kısaca şunlardır: Eskimiş sistem ve zihniyet, Sandığın liyakatli ellerde olmaması, üretim ekonomisi yerine basit faizciliğin tercih edilmesi, saydamlık yerine gizliliğin esas alınarak denetimden kaçılması. 2019 yılı verilerine göre İLKSAN’ın toplamda 1,9 milyar TL varlığı bulunmaktadır. Bunun 1,3 milyarı ikraz alacaklarında, 517 milyonu banka hesaplarında ve 121 milyonu da bina, arsa ve diğer varlık kalemlerinde bulunmaktadır. Sandığın elde ettiği tüm gelirlerin yüzde 98,5’i faizden oluşmaktadır.
Sendika olarak itirazımız; üretimden, yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam yaratan, millî gelire herhangi bir katkıda bulunmayan, katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsü ile zincirlenmiş olan Sandığın mevcut tasarımına, işletme sistemine ve yönetim tarzınadır.
Sandığın başarısızlığının faturası doğrudan üyelere çıkmaktadır.
2020 Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN’a aidat ödeyen bir öğretmenin alacağı emekli yardımının toplam tutarı sadece ve sadece 40 bin TL’dir. İLKSAN’ın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. TÜFE oranlarının altında emeklilik yardımı yapmaktadır. 300 bine yaklaşan üye sayısı ve toplamda 1,9 milyar liralık varlığıyla İLKSAN, birkaç basit bankacılık işlemi yapan küçük bir işletme görünümündedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, Sandığın gücünü üretimden almasını, ülkemiz için iktisadi ve sosyal katma değer yaratmasını ve emekli olan öğretmenlerimize hatırı sayılır miktarda emekli yardımı yapabilecek bir güce kavuşturulmasını istiyoruz.
Üyelerimiz Adına Her Türlü Hukuki Süreci İşlettik
Sandık üyelerinin talebi üzerine zorunlu üyeliğin kaldırılması yönünde Eğitim-Bir-Sen olarak zorlu bir hukuki süreç yürütüldü.
2012 yılında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararıyla 1.6.2012 tarihinden itibaren atananlar yönünden İLKSAN üyeliğinin isteğe bağlı hâle getirildiğini, aynı hükmün 2. Dönem Toplu Sözleşme hükmü olarak yer aldı, İLKSAN tarafından bu hükmün dava konusu edilmediğini, 3. Dönem Toplu Sözleşme hükmüyle 2015 yılından itibaren, mevcut üyeler dâhil İLKSAN üyeliğinin isteğe bağlı hâle getirildi.
Söz konusu hükmün 4. Dönem Toplu Sözleşme hükmünde de, 5. Dönem Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararında da aynen yer aldı. İLKSAN, ilgili hükümleri dava ederek iptalini talep etmiştir. Danıştay daireleri tarafından bahse konu hükümler yönünden yürütmenin durdurulması kararları verilmiştir. Bu nedenle, isteğe bağlı üyeliğe dair Toplu Sözleşme Hükmü uygulanamamaktadır. İLKSAN üyesi, sendikamız üyesi bir personel üzerinden, 2016 yılında açtığımız zorunlu İLKSAN üyeliğinden ayrılma istemli dava üzerinden, zorunlu üyelik sendikamızca Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu kararda, kanunla getirilen zorunlu sandık üyeliğinin Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmetmiştir. Özetle, zorunlu üyeliğin kaldırılması noktasındaki hukukî girişimlerimiz istenilen sonucu vermediği gibi, ilgili yargı kararları İLKSAN’ın devletin garantör bir kurumu olduğunu tescillemiştir.
Nitelikli bir değişim, yapısal bir dönüşüm gerçekleşmelidir.
MEB İLKSAN’da sorumluluğun gereğini yerine getirmeli ve zarar ziyana seyirci kalmaktan vazgeçmelidir.
İLKSAN’ın mevcut durumdan kurtulmasının yolu, üyelerinin inisiyatif almasından geçmektedir.
Sandığın 78 yıllık tarihinde başarılı olmuş, kârlı tek bir iktisadi girişimi, sanayi tesisi, fabrikası, işletmesi veya markası yoktur. İLKSAN, üyelerinin maaşından her ay yaptığı kesintinin hakkını vermeli, toplam 1,9 milyar TL’yi bulan varlığını doğru, yerinde ve en kârlı üretim araçlarında değerlendirerek üyelerine birikimlerinin karşılığını sunmalıdır. Sandık, ısrarla ve yan gelip yatarak kurumun mal varlığının üçte ikisini oluşturan 1,3 milyar TL ile ikraz adı altında basit bankacılık ile bayağı faizcilik yapmaktan vazgeçmelidir. Aksi takdirde, BES fonlarının bile altına düşmüş getiri oranı ve sürdürülebilir finansal performans sergileyemeyen bir Sandığın geleceğini konuşmak anlamlı olmayacaktır. Onlarca yıl maaşlarından zorunlu kesinti yapılan İLKSAN üyeleri, 78 yıllık kuruluşun topu topu 40 bin TL ikramiye vermesini kabul etmemektedir. POLSAN üyeleri için 350 bin-500 bin TL gibi ikramiye rakamlarının hedeflendiği bir süreçte, İLKSAN’ın mevcut durumu kader olmaktan çıkarılmalıdır. Üyeliğin ihtiyari hâle getirilmesi süreci, Anayasa Mahkemesi’nin ‘kanunla getirilen zorunlu sandık üyeliğinin Anayasa’ya aykırı olmadığı’na dair kararıyla son bulmuştur. İLKSAN’ın mevcut durumdan kurtulmasının yolu, üyelerinin inisiyatif almasından geçmektedir. ‘’ Diyerek açıklamasını sonlandırdı.
‘’Rapordaki amacımız; Gordion’un düğümüne dönen, yetki ve sorumluluk sahiplerinin adeta kaderine terk ettiği ve ölü resmiyetine bürünmüş İLKSAN’ın dünden bugüne karşı karşıya kaldığı mali, hukuki ve yönetsel tüm sorunlarını derinlemesine ve bilgiye dayalı somut verilerle tespit etmek, Sandığın içine düştüğü çıkmazdan kurtulması için öneriler geliştirerek eğitim çalışanlarına ekonomik fayda sağlayacak yepyeni bir kurumun inşasına vesile olmak gerekir.
İLKSAN’daki mevcut statükoyu ve yönetim tarzını kabul etmiyoruz.
İLKSAN’ın, 13 Ocak 1943 tarihinde ve Türkiye’de henüz merkezî bir sosyal güvenlik kurumunun olmadığı bir zaman diliminde, ilkokul öğretmenlerinin konut, sağlık, doğum, ölüm ve emeklilik gibi problemlerini çözmek maksadıyla 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler için Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun’la kurulmuştur.78 yaşındaki Sandık, 285 bin 830 üyesinin maaşından her ay emekli keseneğine esas olan matrahın yüzde 2’si oranında aidat toplamaktadır. İLKSAN, ne kamu ne de özel sektör kuruluşudur, nevi şahsına münhasır bir müessese olarak varlığını 78 yıldan bu yana sürdürmektedir. Sandık, iş hayatının, ekonomi dünyasının, tamamlayıcı mesleki emeklilik sisteminin gereklerini yerine getirememektedir. Bürokratik ataletten bir türlü kurtulamayan, özel sektör kuruluşu gibi bağımsız iş görme becerisi de sergileyemeyen İLKSAN, kimlik bunalımı yaşamaktadır. Sandık, KİT’lerin tasfiye edilmeden önceki verimsizlik, piyasa gerçekliğinden kopmuşluk ve yoğun siyasallaşma tuzağının tam içine düşmüş, ülkemizin birtakım kronik ve bürokratik hastalıkları da bünyesine sirayet etmiştir. Eğitim-Bir-Sen olarak bizim gördüğümüz; İLKSAN’ın bugüne kadar sosyal, iktisadi ve siyasi alanda sergilediği performans, iş yapış şekli, üyelerine yaptığı ve yapamadığı hizmetlerle kurumsal itibarını göz önünde bulundurduğumuzda, Sandığın ilham veren bir başarı hikâyesinin olmadığıdır. İLKSAN’da tespit ettiğimiz temel sorunlar ve Sandığın başarısızlık sebepleri kısaca şunlardır: Eskimiş sistem ve zihniyet, Sandığın liyakatli ellerde olmaması, üretim ekonomisi yerine basit faizciliğin tercih edilmesi, saydamlık yerine gizliliğin esas alınarak denetimden kaçılması. 2019 yılı verilerine göre İLKSAN’ın toplamda 1,9 milyar TL varlığı bulunmaktadır. Bunun 1,3 milyarı ikraz alacaklarında, 517 milyonu banka hesaplarında ve 121 milyonu da bina, arsa ve diğer varlık kalemlerinde bulunmaktadır. Sandığın elde ettiği tüm gelirlerin yüzde 98,5’i faizden oluşmaktadır.
Sendika olarak itirazımız; üretimden, yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam yaratan, millî gelire herhangi bir katkıda bulunmayan, katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsü ile zincirlenmiş olan Sandığın mevcut tasarımına, işletme sistemine ve yönetim tarzınadır.
Sandığın başarısızlığının faturası doğrudan üyelere çıkmaktadır.
2020 Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN’a aidat ödeyen bir öğretmenin alacağı emekli yardımının toplam tutarı sadece ve sadece 40 bin TL’dir. İLKSAN’ın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. TÜFE oranlarının altında emeklilik yardımı yapmaktadır. 300 bine yaklaşan üye sayısı ve toplamda 1,9 milyar liralık varlığıyla İLKSAN, birkaç basit bankacılık işlemi yapan küçük bir işletme görünümündedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, Sandığın gücünü üretimden almasını, ülkemiz için iktisadi ve sosyal katma değer yaratmasını ve emekli olan öğretmenlerimize hatırı sayılır miktarda emekli yardımı yapabilecek bir güce kavuşturulmasını istiyoruz.
Üyelerimiz Adına Her Türlü Hukuki Süreci İşlettik
Sandık üyelerinin talebi üzerine zorunlu üyeliğin kaldırılması yönünde Eğitim-Bir-Sen olarak zorlu bir hukuki süreç yürütüldü.
2012 yılında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararıyla 1.6.2012 tarihinden itibaren atananlar yönünden İLKSAN üyeliğinin isteğe bağlı hâle getirildiğini, aynı hükmün 2. Dönem Toplu Sözleşme hükmü olarak yer aldı, İLKSAN tarafından bu hükmün dava konusu edilmediğini, 3. Dönem Toplu Sözleşme hükmüyle 2015 yılından itibaren, mevcut üyeler dâhil İLKSAN üyeliğinin isteğe bağlı hâle getirildi.
Söz konusu hükmün 4. Dönem Toplu Sözleşme hükmünde de, 5. Dönem Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararında da aynen yer aldı. İLKSAN, ilgili hükümleri dava ederek iptalini talep etmiştir. Danıştay daireleri tarafından bahse konu hükümler yönünden yürütmenin durdurulması kararları verilmiştir. Bu nedenle, isteğe bağlı üyeliğe dair Toplu Sözleşme Hükmü uygulanamamaktadır. İLKSAN üyesi, sendikamız üyesi bir personel üzerinden, 2016 yılında açtığımız zorunlu İLKSAN üyeliğinden ayrılma istemli dava üzerinden, zorunlu üyelik sendikamızca Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu kararda, kanunla getirilen zorunlu sandık üyeliğinin Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmetmiştir. Özetle, zorunlu üyeliğin kaldırılması noktasındaki hukukî girişimlerimiz istenilen sonucu vermediği gibi, ilgili yargı kararları İLKSAN’ın devletin garantör bir kurumu olduğunu tescillemiştir.
Nitelikli bir değişim, yapısal bir dönüşüm gerçekleşmelidir.
MEB İLKSAN’da sorumluluğun gereğini yerine getirmeli ve zarar ziyana seyirci kalmaktan vazgeçmelidir.
İLKSAN’ın mevcut durumdan kurtulmasının yolu, üyelerinin inisiyatif almasından geçmektedir.
Sandığın 78 yıllık tarihinde başarılı olmuş, kârlı tek bir iktisadi girişimi, sanayi tesisi, fabrikası, işletmesi veya markası yoktur. İLKSAN, üyelerinin maaşından her ay yaptığı kesintinin hakkını vermeli, toplam 1,9 milyar TL’yi bulan varlığını doğru, yerinde ve en kârlı üretim araçlarında değerlendirerek üyelerine birikimlerinin karşılığını sunmalıdır. Sandık, ısrarla ve yan gelip yatarak kurumun mal varlığının üçte ikisini oluşturan 1,3 milyar TL ile ikraz adı altında basit bankacılık ile bayağı faizcilik yapmaktan vazgeçmelidir. Aksi takdirde, BES fonlarının bile altına düşmüş getiri oranı ve sürdürülebilir finansal performans sergileyemeyen bir Sandığın geleceğini konuşmak anlamlı olmayacaktır. Onlarca yıl maaşlarından zorunlu kesinti yapılan İLKSAN üyeleri, 78 yıllık kuruluşun topu topu 40 bin TL ikramiye vermesini kabul etmemektedir. POLSAN üyeleri için 350 bin-500 bin TL gibi ikramiye rakamlarının hedeflendiği bir süreçte, İLKSAN’ın mevcut durumu kader olmaktan çıkarılmalıdır. Üyeliğin ihtiyari hâle getirilmesi süreci, Anayasa Mahkemesi’nin ‘kanunla getirilen zorunlu sandık üyeliğinin Anayasa’ya aykırı olmadığı’na dair kararıyla son bulmuştur. İLKSAN’ın mevcut durumdan kurtulmasının yolu, üyelerinin inisiyatif almasından geçmektedir. ‘’ Diyerek açıklamasını sonlandırdı.