Türkiye’de Demokrasi ve Hukukun işlerliği,
Her şeyden önce Türkiye bir hukuk devleti mi, yoksa teokrasi anlayışı mı hakim buna bakmalı..!
Demokrasi nedir..;
Halkın kendi özgür iradesi ile belirli yasal süreler için devleti yani halkı yönetmek üzere hiçbir baskı etki ve cebir altında kalmadan veya ekonomik, sosyal dini ırksal ayrımlar veya ekonomik dolambaçlar ( hileli yardım-satın alma -aldatma ) uygulanmadan ve ayrıca seçtiği temsilcinin bir zaman sonra oy verenlerin tercihi dışında başka bir siyasi yelpazeye kendini ve oy verenlerini satmadan tercih edilen ve oyların yüzdelik dilimlere göre yasada belirtilen oranlarda oy alarak temsil hakkı almak sureti ile halkı yani ülkeyi ve dolayısı ile devleti yönetme sistemi sanatıdır.
Demokrasiler, Siyasal, Sosyal, Kraliyet,
Cumhuriyet ve dinsel olmak üzere kendi halklarının tercihlerine göre ayrıştırılabilirler.
Ancak..;
Olmazsa olmaz temel kuralı vazgeçilmezi ‘’Hukuk’’ sistemidir. Burada hukuktan mânâ; ‘’Evrensel hukuktur’’. Yoksa Şerii, Metazori, Aşiret ya da Hamburabi gibi Hudut kanunları değil elbette. Temelde ülkede yaşayan tüm inanç dil ve etnik kimliklerin tamamını içine alan ancak hiç birini diğerine üstün kılmayan hukuk sistemidir.
Aksi taktirde o demokrasi, demokrasi olmaktan çıkar Monarşi, Teokrasi, Şerii vb. despotizm sistemlere dönüşür.
Bu bağlamda Türkiye’de ‘’Demokrasi’’ var mı, yok mu? sorusunu sormak ve irdelemek gerekiyor..
Sizce ,Türkiye, Demokratik hukuk devleti midir...?
Sorusu sorulduğunda.. Önce dinle, uygulamaları gör, yazılı metinlere bak, Hukuk sisteminde olması gereken tam bağımsız yargı sistemine bak ve ortadaki ucube sistemi gör irdele, sonra cevaplandır...!
Evet, Türkiye kağıt üstünde yazılı metinlerinde Başkanlık sistemi ( nasıl bir başkanlık o da bir muamma..? ) adı altında Demokratik Cumhuriyet gibidir..! Ama öyle midir, değilse nedir, nasıl olmalı, neden bu duruma gelindi? Sorularını da birlikte değerlendirelim.
Bir defa yasalar uygulanmadığı veya uygulanamadığı ya da kişiye özel uygulandığı zaman ona hukuk ve yasal düzen denilemez. Tamamen keyfiyet arz eden ve Yunanlı felsefeci Platon' un dediği gibi ‘’Demokrasinin, ayakları kolları kesilmiş boğazı sıkılmış mosmor kesilmiş ölüm döşeğinde olan Demokrasi olur ki bunun adına da literatürde " Timokrasi " denilir. Yani kısaca Keyfine göre ve şahsileştirilmiş belirli çıkar gruplarına münhasır özel sistem. altta kalanın canı çıksın.
Maalesef Türkiye’de demokrasiden söz etmek bir hukuk skandalına imza atmaktır. Yasalarımız tüzüğümüz kanunlarımız yasal mekanizmalarımız var. Ancak bu yasaların uygulama bilirliği meçhul, uygulamalar seçimler atamalar Kayyumlar hiç birisi demokrasi sistemi ile özdeşleşmeyen tamamen keyfi ve resen yapılan işlemlerdir.
Hukuk kimlere ve nasıl çalışıyor ve hangi minval üzere.
Hukukun çalıştığı muhakkak ama haklıyı haksızı ayırt etmek için olmadığı kesin sadece formaliteden yapılan yazışmalar sonuçlanmayan davalar, tarafgir kararlar, hukuksuz ve keyfi uygulamalar, altına imza attığımız insan hakları, evrensel hukuk, yargı bağımsızlığı ilke kararları fiyasko.
NEDEN?
Çünkü, hukuk uygulayabilmek için önce hakim dokunulmazlığı ve tam bağımsız hukuk olmalı ve hukuk karşısında çalanın, katilin, sahtekarın kimliğine ve makamına bakılmaksızın özgür ve sonum nasıl olacak ikileminde kalmadan her delile direkt ulaşılabilecek ve nihai kararı en kısa süre içinde makamların veya kişilerin gözlerine yada ağzından çıkacağı beklemeden adil ve eşit olarak karar verebilmelidir.
Peki böyle bir durum söz konusu mu..? O zaman Türkiye’de demokrasiden ve hukuktan söz etmek en basit tanımla hukuka hakarettir.
Peki, Türkiye deki Demokrasi değilse nedir ..?
Türkiye demokrasi Yunanlı felsefeci Platon'un dediği gibi Timokrasi sistemidir, Timokrasi sisteminin içeriği ise parası olanın olmayana hükmetmesidir. Yani paraya tapmadır. Ülke nüfusunun yüzde 10’luk bir dilimi şaşalı bir saltanat yaşarken yüzde 90’lık dilimi de sefilleri oynuyorsa işte bu sistemin adı Timokrasidir.
Bu sistemde herkes ama herkes zenginliğe çalışır, bu nedenle ülkenin milli, gayri milli, vatandaşların nizami gayri nizami ne olursa olsun yek diğerlerinin ve devletin hazine, mera, orman, deniz ve diğer kaynaklar vatandaşın tasarrufu üzerine yasalarla çökme zorbaca el koyma, birbirini dolandırma ahlaki çöküntü, fahiş piyasa sıfır alım gücü kısaca altta kalanın canı çıksın malı parayı bul ama, nasıl bulursan bul hemen bir yasa hemen bir kılıf ve anlık kişiye özel yasalar hazır.
Yapılan tüm gayri meşru işlemler yasal kılıf ile koruma altında bu vesile ile orta sınıf bitmiş sadece zengin ve yoksul sınıf vardır veya akıllı ( Bu sistemde dolandıranlara işini biliyor denilir ) saygın yoksul veya haktan şaşmayanlar ise aptal ( bu sistemde bunlar gerizekalı olmuş oluyor ) ve böylece halk devlet ülke hukuk ve sistem ikiye bölünmüş olup en büyük pay azınlığın yani zenginin (akıllının ) en küçük pay ise lütfen ve kullanılmak üzere çoğunluğu oluşturan yoksul yanı aptallarındır.
İşte, şu anda ülkemizdeki tüm hukuk kanun uygulamalar bu minval üzere yani timokrasi sistemi ile keyfi ve şahıslara münhasır durumdadır.
Bu nedenle Türkiye’de demokratik başkanlık söylemi fiyasko dur. Tamamen Demokrasinin ilkel ve keyfi uygulaması olan Timokrasi hüküm sürmektedir.
Tabi sistemler o ülkede yaşayan hakların karakterleri ve talepleri üzere olmaktadır. Yani halk istemiş kabul etmiştir.
Sadece tarif ve yorumlamaktan ibaret olan bu makale bilgilendirme babındadır aşk ile...