Kim mutlu olmayı istemez? Ama onu nasıl bulacağımızı, nasıl koruyacağımızı ve hatta nasıl tasvir edeceğimizi bilemeyiz.
Mutluluk çaba gerektiren, insanı rahatlatan ve herkes tarafından erişilebilen bir şey olarak tanımlanabilir mi? Mutluluğu dışarıda aramak yerine, kendi içimizde mi aramalıyız? Mutluluk kısa süren zevklerle yakalanabilir mi? Yoksa mutluluk, kişisel olmaktan çok şefkat uyandıran, diğer insanların iyiliğini isteyen bir duygu mudur? Gerçekten mutluysak dünyayı değiştirebilir miyiz? İnsanlara duyduğumuz şefkat, nefreti sona erdirme ve sevmediğimiz insanları bile mutlu etme düşüncesine dönüşebilir mi?
“Dünyanın en mutlu insanı” olduğu sinirbilim ölçümlemeleriyle de kanıtlanmış olan Fransız Budist keşiş Matthieu Ricard, bu kitapta kendi mutsuzluğundan yola çıkarak bulduğu mutluluk formülünü paylaşıyor bizimle. Fransa'nın en önemli üniversitelerinden birinde moleküler biyoloji alanında yıldızı parlak bir bilim insanı iken bir anda her şeyi bırakıp tası tarağı toplayarak Hindistan ve Tibet'e doğru uzun bir yolculuğa çıkıyor Ricard. Onun mutsuzluğuna çare arayışının bir sonucu olan bu kitap ise, bizim için mutluluğa ulaşmanın yol haritası oluyor.
Ve işe mutluluğun ne olduğunu anlayarak başlıyoruz…
Ardımızda bıraktığımız donuk bir resimdir sadece. Kimimiz gülümserken yakalanmıştır ışığa kimimizin arkası dönük.
Gözümüz kapalıdır bazen, bazen açık. ya piknik ya da yer sofrasında.
Bir göl kenarı bazen yemyeşil bir orman ve her şey olabilir yanımızda, önümüzde, uzağımızda ve yakınımızda.
Ya yalnızızdır ya dostlar vardır, ya da dost bildiklerimiz etrafımızda.
Ya doludur bardağımız, ya da boştur tabağımız.
Belki de kar yağmıştır fon yaptığımız o yeşil ağaca.
Tek bir yaprağı bile kalmamıştır şimdilerde.
Tam aksi de olabilir.
Karlar erimiştir belki.
Yemyeşildir yaprakları şimdi.
Kim bilebilir ki.
Şu an biz de yokuzdur belki.
Ardımızda bıraktığımız donuk bir resimdir sadece.
Gözümüz açık ve gülümserken yakalanmışsak hoştur.
Hoştur da;
O dağlar
taşlar
sular
ağaçlar
fonlar
dostlar
dost görünenler
velhasıl her ne varsa
ve biz yoksak
Ardımızda bıraktığımız geçmiş bir 'an'ı gösteren
Sahaflarda tanesi 50 kuruşa satılan soluk bir resimdir sadece.
O'da, boştur...