Evet, Bir Zamanlar
Bir geçmişim vardı bir zamanlar
Dönüpte bakmaya bile tenezül etmediğim
Hayal meyal hatırımda hala bazı şeyler
Araba uğultuları, art arda çalınan kornalar
Ve
Ipıslak sağanak yağmurlar
Sabah esintilerine kadar gökyüzünü izleyişim
Uğultulu geceler, yalnız uykular
Yarım kalıpta bir türlü bitmeyen sigaralar
Bir geçmişim vardı çokta yakın olmayan bir zamanlar
Heyhulalı telaşın gölgesinde geçen saniyeler
Bir filmin en egzotik sahnesiydi
Gözümde canlanan
Ve en ateşli sahnesiydi ücra köşede kendisine
Mesken tutan
Az ama varlığı çokça tekrarlanan hazlar
Çok ama hiç hissedilemeyen tutkular
Baştan başa ikircikli, kaotik yani
Bir geçmişim vardı yakın olan zamanların epeyce gerisinde
Rüzgarların okşadığı duygular gibi nazik ve içten
Korkunun yanı başında
Kollarını iki yana açmış bir ağacın gölgesinin
Serinliğinde
Tesadüflerden uzak ama tesadüf ümidiyle dolu
Bir kadının gizli bakışlarına hapsolan
Aynı gizli bakışlarla bir başka kadını süzen ve
bir başkasını, başkasını
Bir geçmişim vardı yakın olan zamanların yakınında
Haylaz çocuklar gibi eğlencelerin ortasında
Müziksel ritüellerin can alıcı tonlarını hisseden
Başıboşluğun hükmünü üzerinde tutan
aşağı kalır yanı olmayan nispetlerin, garezlerin
tam da ortasında
Aradığını nihayet bulmuş, bulduğunu elde etmiş
Vesair kendi içinde hapsolup tıkanmış
Bir geçmişim vardı bir zamanların içinde
Ne çok yakın ne çok uzak
Zamansızlığın arafında
hüznün koyu tonlarına boyanmış avuçlarda
Uzansam belki de yakalayabilirim hafızamda
Evet var idi o geçmiş bir zamanlar
Dönüpte izlemeye bile tahammül etmediğim.