“Sağlıklı bir hayatın olmazsa olmazlarından biri de düzenli ve dengeli beslenmedir." diyen Göç, "Ramazan ayı boyunca oruç tutarak beslenme düzenini değiştiren ve günlük öğün sayısını düşüren bireyler, bayramın gelmesi ve normal beslenme düzenlerine kavuşmalarıyla birlikte bir anda eskisinden de fazla yemek yeme eğiliminde bulunuyorlar. Dahası ramazan ayındaki beslenme düzeninin sonucunda metabolizma hızının yavaşlaması ve hemen ardından gelen Ramazan Bayramı’nda yağ oranı fazla, yüksek kalorili yiyeceklerle beslenilmesi mide ve bağırsak hastalıklarının önünü açıyor” dedi.
gÖÇ, Ramazan Bayramı’nın tadınızın kaçırmaması için uygulanması gereken beslenme kurallarını şöyle sıraladı:
• Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak en doğrusu olacaktır. Peynir, zeytin, domates, tahıl
ekmeği gibi mideyi zorlamayacak besinler aşırıya kaçmamak şartıyla yenebilir.
• Yemekler 3 ana öğün, 2 ara öğün olmak üzere yenmeli. Ana öğünlerde et, süt, sebze ve tahıl
grubu ürünlerinden yeterli miktarda aşırıya kaçmadan tüketilmeli; ara öğünlerde ise meyve,
kepekli bisküvi gibi alternatifler tüketilmeli.
• Besinler iyi çiğnenmeli, az ve sık yemek yenmeli.
• Kızartma gibi yüksek kalorili besinler yerine haşlama, buğulama besinler tercih edilmeli.
• Hamur işleri ve tatlı tüketiminde dikkatli olunmalı. Özellikle hamur işlerinden uzak durulmalı,
tatlı olarak da sütlü tatlılar az miktarda tercih edilmeli.
• Vücut dengesini sağlamak adına bol miktarda sıvı tüketilmeli. Günlük ortalama 2 litre
civarında su içilmeli; bunun yanında ayran, meyve suyu gibi ürünler yemeklerin yanında tercih
edilmeli. Çay, kahve ve asitli içecekler yerine ise yeşil çay, ada çayı gibi bitkisel ürünler
tüketilmeli.
• Oruç etkisiyle yavaşlayan metabolizma kilo almaya neden olacaktır, bu yüzden beslenmenin
yanında fiziksel aktivite de büyük önem taşıyor. Metabolizmayı hızlandırmak için spor yapmak,
merdiven kullanmak, bisiklete binmek, en azından yemeklerden sonra yürüyüş yapmak faydalı
olacaktır.
gÖÇ, Ramazan Bayramı’nın tadınızın kaçırmaması için uygulanması gereken beslenme kurallarını şöyle sıraladı:
• Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak en doğrusu olacaktır. Peynir, zeytin, domates, tahıl
ekmeği gibi mideyi zorlamayacak besinler aşırıya kaçmamak şartıyla yenebilir.
• Yemekler 3 ana öğün, 2 ara öğün olmak üzere yenmeli. Ana öğünlerde et, süt, sebze ve tahıl
grubu ürünlerinden yeterli miktarda aşırıya kaçmadan tüketilmeli; ara öğünlerde ise meyve,
kepekli bisküvi gibi alternatifler tüketilmeli.
• Besinler iyi çiğnenmeli, az ve sık yemek yenmeli.
• Kızartma gibi yüksek kalorili besinler yerine haşlama, buğulama besinler tercih edilmeli.
• Hamur işleri ve tatlı tüketiminde dikkatli olunmalı. Özellikle hamur işlerinden uzak durulmalı,
tatlı olarak da sütlü tatlılar az miktarda tercih edilmeli.
• Vücut dengesini sağlamak adına bol miktarda sıvı tüketilmeli. Günlük ortalama 2 litre
civarında su içilmeli; bunun yanında ayran, meyve suyu gibi ürünler yemeklerin yanında tercih
edilmeli. Çay, kahve ve asitli içecekler yerine ise yeşil çay, ada çayı gibi bitkisel ürünler
tüketilmeli.
• Oruç etkisiyle yavaşlayan metabolizma kilo almaya neden olacaktır, bu yüzden beslenmenin
yanında fiziksel aktivite de büyük önem taşıyor. Metabolizmayı hızlandırmak için spor yapmak,
merdiven kullanmak, bisiklete binmek, en azından yemeklerden sonra yürüyüş yapmak faydalı
olacaktır.