Canlı Hayvan Pazarı Derneği Başkanı İzzet Çiftçi Şanlıurfa Olay Gazetesine verdiği röportajda, yapımına 2010 yılında başlanan ve ancak 2015 yılında bitirilen Et Kombine’nin şu anda işlevsiz kaldığını ifade etti. Öyle ki 13 milyon lira gibi astronomik bir rakamla yapılan ve Şanlıurfa ekonomisi için “velinimet” olarak adlandırılan Et kombinesinin yerinde yeller esiyor. Et Kombinesinin bir bölümüne evsiz Suriyeliler yerleşirken, bir bölümü ise tinercilerin yuvası oldu. 13 milyon liralık projeden arta kalanlar ise milyonların nasıl boşa aktığını gösteriyor. Bunun yanında Şanlıurfa, Türkiye’deki hayvancılığın başını çeken illerin en ön sırasında yer alıyor. Ancak bu denli hayvancılıkta üst sıralara çıkan bir kentte halen kesimhanesi ve paketleme imkânı olan bir entegre tesisi yok. Hayvan ihraç edenler, ellerindeki hayvanları canlı olarak dışarıya göndermek zorunda kalıyor. Şanlıurfa Olay gazetesi olarak Canlı Hayvan Pazarı Derneği Başkanı İzzet Çiftçi ile entegre tesisini, Et Kombinesinin içler acısı durumunu, hayvan piyasasını, et fiyatlarının yükselmesi gibi bütün konuları konuştuk. İşte o röportajımızın tamamı…
Daha önce de sorunlarınız olmuştu ve birçok kez dile getirilmişti. O günden bugüne ne değişti?
Urfa’da sorunlarımızı en yüksek sesle dile getirenler sizlersiniz, öncelikle teşekkür ediyorum. Siz de biliyorsunuz bir et kombine yapımı oldu. Biz de Batı illerine ihracat yaptığımız için onu sabırsızlıkla bekledik. Açılışı yapıldı ama sonra 15 gün faaliyetleri durduruldu, ondan sonra da birden kapandı. Et Kombinenin kapanma sebebi ise, inşaatının düzgün yapılmamasıdır. 7 Haziran seçimleri öncesinde açılışını yaptık, 7 Haziran seçimleri bittikten sonra zaten kapandı. Zaten o dönemden sonra da çöplük haline geldi. Şu anda da Et Kombinemiz Suriyelilerin barınağı oldu. Tabi buraya da 13 milyon para harcandı. Müteahhidin yanlışı ve eski belediye yöneticilerin hatası ile.
13 milyon harcanıp hizmete sunulması gereken yerde şu anda Suriyeliler mi yaşıyor?
Evet, şu anda Suriyeliler oturuyor, geri kalanında ise tinerciler oturuyor. Orada 250 dönüm arazi genişliğimiz var. bin 500 metrekare alanıyla yapılmış bir haldedir. Koruma avlusuyla çevresiyle beraber bayağı büyük bir alana tekabül ediyor. Bu yapım Ahmet Eşref Fakıbaba döneminde yapıldı. 2010 yılında bize devredildi ve zaten 2010 yılında inşaatına başlandı. 2010 yılında başlanan proje zar zor 2015 yılında bitirildi. 2015 yılında açılışı yapıldı ama sadece 15 gün açık kaldı. Et Kombinenin yapılması nedeniyle 13 milyon lira Şanlıurfa’ya hibe edildi. Tabi bu Et Kombine yapılırken bize de yer tahsis edildi. Esnaf başına 500-600 metreyi parayla belediyeden satın aldık. Biz düzensiz bir yer iken oraya gittik, biz gittiğimizde altyapı yoktu. 2017 yılındayız ama hala altyapımız yapılmadı. Sadece belli bir yerin elektriğini trafoyla suyunu da sondajla sağlıyorlardı. Biz daha sonra gündeme getirerek su kuyusunu orada yaptırdık.
Et Kombine bu şekilde işlevsiz kaldı. Peki, siz ihracatı nasıl yapıyorsunuz ya da yaparken sorunlarla karşılaşıyor musunuz?
Biz bahar aylarında batı illerine kuzu ihracatı yapıyoruz. Bu ihracatı yaparken biz onlarca sorunla karşılaştık. Mesela küpe sorunu var ve hala da devam ediyor. Bu Et Kombine ile biz Antep, Diyarbakır’daki gibi etleri derin dondurucularla ihraç etmemiz gerekirdi. Ama şu anda maalesef tırlarla, kamyonlarla, ilkel yöntemlerle hayvanları batıya ihraç ediyoruz. Canlı hayvan olarak gönderiyoruz. Biz 5-6 yıldır bu Et Kombineyi beklerken Namet gibi firmaların burada hayvanları keserek günde 5 bin, 10 bin, 20 bin hayvanın kesileceği bir entegre tesisinin yapılması gerekirdi. Bize dediler ki Urfa’ya ve çevre illere yetecek kadar yapabiliriz. Ama maalesef açıldığı zaman günde 200-300 hayvanın kesildiği bir yer oldu. Kapasitesi yanlış, kesimhanesi de yanlış yapıldı. Bizim eski Et Kombinemiz vardı. Her ne kadar sağlıksız ise de günde bin, 2 bin hayvan kesilecek bir kapasitede idi. Tabi burası yeni yapıldı, bu kadar para harcandı ama bu sefer de iş yapamadılar. Alan firma da bunu başaramadı. Zaten Büyükşehir Belediyesi ile bu işi yapanlar mahkeme sürecindeler. Zaten bizim de şikâyetimiz budur. Buraya tonlarca para harcandı, bu Et Kombine bu saatten sonra da zaten çalışmaz. Hangi firma gelirse gelsin, hangi ilden ihale alırsa alsın bu işleme konulmaz bir yerdir.
Bu Et Kombinenin bu saatten sonra çalışmayacağını söylediniz. Peki yıkıp yeniden mi yapmak gerekiyor?
Bu artık çalışmaz bir yerdir. Çalışsa da dışarıya ihraç edecek noktada değildir. Bununla sadece iş piyasa yapabiliriz. Sadece Urfa piyasası için yetecek bir kapasitesi var. Hem soğuk depoları yetersiz hem kanca açısından yetersiz hem de hayvanların kesim yapılacağı yerde altyapı düzensiz olduğu için tıkanma oluyor. Ama şu anda bir çöplük, çatı uçmuş, pencereler kırılmış, malzeme çalınmış. Hiçbir koruma falan da yok. Orası Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin malıdır. Sorumluluk da belediyenindir. Büyükşehir Belediyesi bunu kira yoluyla Aziz Çelik’e ve Bahattin Demirgiller’e ayda 42 bin TL bedelle işletmeyi verdiler.
Dışarıya hayvan ihracatınız başladı mı?
3-4 ay boyunca 1,5 milyon canlı hayvanımızı dışarıya ihraç edeceğiz. 15 gündür başlamışız, günde 30-40 civarında dışarıya hayvan gönderiyoruz. Biz ilk mahsulü Urfa’dan kaldırıyoruz, Doğu illeri bir ay sonra başlayacak. Bir ay sonra Van, Diyarbakır, Ağrı, Siirt illeri de başlayacak.
Peki, yapım ve ihale aşamasında görüş bildirmedin mi ya da onlar sizinle fikir alışverişi yapmadılar mı?
Yaparken bizi dinlemediler. Bakın proje yanlış dedik bizi dinlemediler. İhale aşamasında da bizi dinlemediler. İhaleyi verirken, et işleyen, deri işleyen bir yere vermeniz lazım dedik. Benim gibi normal bir vatandaşa versen bu işlemez.
Söz konusu yerde kanalizasyon problemi dışında başka ne tür problemler var?
En büyük problemimiz et kombinesinin içinde olduğu durumdu. Umudumuz kalmadığı için onu da planlarımızdan çıkardık. Eski usulle artık havanları tırlara yükleyerek götürüp sağda solda keseceğiz. Bu arada Siverek’i takdir ediyorum. Orada bir mezbahana açıldı, şu anda Siverek Diyarbakır’a rakip oldu. Bütün hayvanlar burada kesiliyor, dışarıya soğutucularla gönderiliyor.
Bu da ilçeye ekonomik olarak katkı sunuyor mu?
Tabii ki çok büyük katkı sunuyor. Bunun yapımından Milletvekilimiz M. Kasım Gülpınar’ın emeği var. Gülpınar, öncülük ederek oraya yaptığı yatırımlarla Siverek’te hayvancılığı en ön sıralara aldı.
Biz Urfa olarak Siverek’in gerisinde kaldık diyebilir miyiz?
Biz diğer 12 ilçemizi toplasak Siverek kadar olamıyoruz. Şu anda çiftçi, besici hayvanları köyden getirirken et kombinesine getirip orada kestiriyor. Bizim de burada et kombinemiz olmadığı için Antep’e gönderiyoruz, ödemede verdikleri çekler de bazen sahte çıkıyor. Birçok esnafımız şu anda mağdur durumdadır.
Besi organizenin yer seçimi ne durumdadır?
Hem yer seçimi yanlıştır hem de bu yere bu kadar para işlemez zaten. Bu yapılan 50 milyon da çöpe gitti diyebiliriz. Hayvan pazarı nasıl çöpe gittiyse bu besi organize de çöpe gidecek. Çünkü burada hayvancılık yapacak insanlar yok. Kar amacıyla alan vatandaşlar var.
Hayvancılık sektörü içinde olanlar kaç kişi var?
Burada bu sektör içinde olanlar sadece 12 kişi. Geriye kalanlar iş adamı, tüpçü, esnaf gibi diğer sektörlerde. Hayvan pazarına da yapılan 25 milyonluk yatırım nasıl boşa gittiyse, buraya yapılan yatırım da boşa gidecek.
Bunun için ne yapılması gerekir?
Besi organizesi yapılsa da yapılmasa da bir kere işleyişi yanlıştır. Birincisi Urfa’da şap hastalığı her zaman olan bir hastalıktır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Düşün ki 30 bin büyükbaş hayvanın olduğu bir yerde bir hayvana bu hastalık bulaşırsa en az 10 kilometre boyunca burası karantina altına alınmalı. Burası karantinaya alınsa bile o alanda bulunan hayvanların tümü kesilmelidir. O kokunun Urfa’ya bile ulaşacağı göz önüne alınmalıdır. Urfa’ya her gün batıdan rüzgar esiyor. Bunları da göz ardı etmemeliyiz.
Hayvancılık sorunlarını maddeler halinde sıralayacak olursak Urfa’da hayvancılığı kalkındırmak için neler yapılmalı?
10 yıldır hayvancılığa büyük hibeler veriliyor. Ben 5 yıldır da bunu eleştirdim. Çünkü hibede bir ahırın, bir çiftliğin yapılması durumunda yüzde 50 destek verilecek. Ama bu bölgede 1 milyon ile çiftlik kurmaya gücü olmayan insanlar yaşıyor. Bunu sonucunda ise hayvancılıkla alakası olmayan iş adamları çiftlik kurdular. Yani bu sistem sonucunda bu işten anlamayan iş adamları da bunu sürdüremediler. Çünkü bu işi bilmiyorlar. Bu nedenle köylüler de mağdur oldu. Gerçekten bu işin içinde olanlara büyük destekler verilmedi. Son iki yılda köylüye dönük projeler yapıldı. Bununla genç çiftçi projesini çıkardılar. Bu da yetersiz oldu. Çünkü köylüyle direkt irtibata geçilmesi gerekirdi. Bunu yapamadılar, üstüne meralar da gün geçtikçe yok oluyor.
Urfa’da en çok hangi bölgede mera var?
Meralar en çok Siverek-Viranşehir arasında yer alıyor. Suruç, Harran, Akçakale alanlarında meralar neredeyse hiç yoktur. Bunun için meraların olduğu bölgeler daha fazla korunmalı. Bazı ovalar korunacaksa mera sınırları belirlenmelidir. Köylüler de mera alanlarına ağaç dikerek burayı işgal ediyor. İsteğimiz, meraların korunması ve direkt köylüye destek verilmesidir.
Mandıracılık teşvik edilmeli görüşleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mandıracılık bölgemizde ve batı bölgesinde farklıdır. Bizim bölgede çiftlik gerekmeden hayvanları yaylalarda otlatarak evde sağarız. Mandıracılıkta günde 3 defa sağılırken bizde 2 defa sağılıyor. Mandıracılık da doğu ve batı mandıracılığı diye ayrılması gerekir.
Özel kuruluşların faaliyetleri var. Bu kuruluşların Urfa’ya katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Katkıları var da Urfa’da satılacak süt nerden bulunacak. Hangi köyde süt var ki. Eskiden bir köyde binlerce hayvan varken, şimdi 100 tane ya var ya da yok.
Sizce Urfa’da toplam hayvan sayısı ne kadar?
Bu sayı daha resmiyete dökülmemiş durumda. Bizim kantar satışımız var. Hayvan Pazarı olarak düşünürsek Doğu bölgesinin en büyük pazarı Urfa’da, ilçe olarak da Siverek’te yer alıyor. Bizim 1 buçuk milyondan fazla küçükbaş hayvanımız bulunuyor.
4 yıl öncesinde tahminen bu sayı kaçtı?
3 milyon civarı vardı. Bu yarı yarıya azaldı. Şimdi hiç kalmadı diyebiliriz. Sıkıntı burada. Geçtiğimiz yıllarda kuraklık yaşadığımız için Ortadoğu’dan gelen tozlu bulutlar, meralara yayılınca hayvanlar üzerinde etki ederek doğum oranlarını neredeyse yüzde 100’e kadar düşürdü. Çok şükür bunu da geçen yıl atlatmış olduk.
Büyükbaş hayvancılıkta durum nedir?
Büyükbaşta şu anda ithalat olduğu için fiyatlar düşüyor. Buna karşılık küçükbaş fiyatları da yükseliyor. Doğu illerinde de hayvancılık azaldı. Ama yine de en büyük katkı, doğu illerinden geliyor. Bu iller olmasaydı, şu anda etin kilosunu 100 liraya bile alamazdık.
Et fiyatlarının düşürülmesi için Bakanlık ilk etapta ne yapması gerekir?
Suriye olmasaydı, Türkiye’de kesilecek hayvan bulamazdık. Çünkü Suriye’de savaş başladığı zaman oradan göç eden insanlar, buraya gelirken hayvanlarını da getirdiler. 4 yıl boyunca oradaki hayvanlar bizim bölgeye taşındı. Diğer illeri bırak sadece Urfa’ya giren hayvan 350 bin civarındaydı. Ama bunu değerlendiremedik. Çiftleştirme yerine iç piyasaya sürerek hepsini kestik.
Bunun yerine ne yapılabilirdi?
Sınırdan kontrollü şekilde hayvanlar bırakılabilirdi. Kaçak yollar yerine yasal olmalıydı. Suriyeli çiftçilere mera verebilirlerdi. Bunu hem onların geçimlerini sağlaması hem de ülkemizin ekonomisine katkı sağlaması adına yapılabilirdi. Bu yapılmadığı için Suriyeliler de hayvancılığı bırakmak zorunda kaldı.
Suriye’den hayvan gelişi durdu mu?
Bu sene yüzde 100 durduruldu. Sınır güvenliği kontrolü daha iyi şekilde yapılıyor. Önceki yıllarda insanlar geliyordu, hayvanlar geliyordu, biçerler geliyordu, traktörler geliyordu. Maalesef Suriye’de de hayvan kalmadı. Suudili iş adamları geldi Urfa’ya, onlara dedim ki gelin çiftlik kuralım. Arazi bizden, para sizden, yok biz yapamıyoruz dediler. Bize dediler biz sadece alım yapıyoruz. Zaten ülke olarak biz et ithal ediyoruz. Bir ihraç edecek noktada değiliz. Dünyada etin en pahalı etin olduğu ülke Türkiye’dir.
En başa dönecek olursak hayvancılık için neler yapılabilir; Hayvan piyasasının canlanması için, et fiyatlarının düşmesi için ne yapılmalı?
Bu yükseliş ithalatla çözülecek bir iş değildir. Benim fikrim eğer 100 eğer 50 ülke varsa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak hepsini gezerim. Bizim Doğu iklimine hangi hayvan uygunsa onu alırım. Şimdi Batıdan gelen hayvanlar, buranın sıcaklığına dayanamadığı için ölüyor. Araştırın hangi ülkede bizim iklim şartlarımız, toprak şartlarımız, mesela biz Sudan ile aynı düzeydeyiz iklim olarak, orada getirilebilir. Yoksa biz yıllarca dışarıdan kamyonlarla, tırlarla et getiririz. Dışarıdan da et getirdiğin zaman da çiftçi mağdur oluyor. Ben bunu bakanlığa defalarca anlattım.
Küpe sorunu ile ilgili son durum nedir?
Küpe ile ilgili af çıktı. Af çıktı ama yine maalesef yanlış mevzuat uyguladılar. Biz onun düzelmesini bekliyoruz. Vatandaşa diyor ki bana kendi işletmeni göster gelip sana küpe yapayım. Küpenin de ne zaman geleceği belli değil. Bunu ihraç yaptığın zaman da 15 gün beklemen gerekiyor. Bir tüccar gelip hayvan aldığında 15 gün bu hayvanların başında mı bekleyecek.
Şanlıurfa ile ilgili konuşacak olursak kentte en çok hangi hayvan türü var?
Tür olarak beyaz dediğimiz koyun kent genelinde en çok yaygın olan türdür. En iyi süt verimini Arap cinsinden alıyoruz. Suriye’den gelen kırmızı başlı hayvanlardan en fazla verimi alıyoruz. En verimli süt onlardadır. En verimli süt ise bizim yerli hayvanlardadır.
Kurban fiyatları geçen yıl nasıldı, bu yıl nasıl olacak?
Biz Konya’dan daha ilerideyiz. Ancak meraların yetersiz oluşundan dolayı samanı 1 liradan alıyoruz. Bizde samanın 150 kuruş olması gerekir. Peki, biz hayvanı nasıl besleyeceğiz? Bugün canlı süt kuzusunun kilosu 15 liradır. Geçen yıl kuzu 11 liraydı, yüzde 35-40 bir artış oldu. Kurban Bayramı’nda kimse kurban almıyor. Geçen Kurban Bayramı’nda kurban satmadık, sattıklarımızda da pişman olduk. Geçen sene hayvanların fiyatı 600’den başlıyor, 900’e kadar çıkıyor. Bu sene de 900 ile bin 200 lira arasında değişecek. Geçen sene büyükbaş 7 bindi, şu anda da 16 bindir.
Son olarak canlı hayvan pazarı’nda ne eksiklikler nedir, acil olarak yapılması gerekenler nelerdir?
Acilen bu Et Kombinenin düzelmesi gerekiyor. Urfa halkına sadece kesim için değil işletecek bir yerde gerekir. Entegre tesisi olacak, paketleme yeri olacak. Deri ihraç eden bir il olmamız gerekiyor. Şu anda hayvan pazarında 250 tane işyeri var.
Daha önce de sorunlarınız olmuştu ve birçok kez dile getirilmişti. O günden bugüne ne değişti?
Urfa’da sorunlarımızı en yüksek sesle dile getirenler sizlersiniz, öncelikle teşekkür ediyorum. Siz de biliyorsunuz bir et kombine yapımı oldu. Biz de Batı illerine ihracat yaptığımız için onu sabırsızlıkla bekledik. Açılışı yapıldı ama sonra 15 gün faaliyetleri durduruldu, ondan sonra da birden kapandı. Et Kombinenin kapanma sebebi ise, inşaatının düzgün yapılmamasıdır. 7 Haziran seçimleri öncesinde açılışını yaptık, 7 Haziran seçimleri bittikten sonra zaten kapandı. Zaten o dönemden sonra da çöplük haline geldi. Şu anda da Et Kombinemiz Suriyelilerin barınağı oldu. Tabi buraya da 13 milyon para harcandı. Müteahhidin yanlışı ve eski belediye yöneticilerin hatası ile.
13 milyon harcanıp hizmete sunulması gereken yerde şu anda Suriyeliler mi yaşıyor?
Evet, şu anda Suriyeliler oturuyor, geri kalanında ise tinerciler oturuyor. Orada 250 dönüm arazi genişliğimiz var. bin 500 metrekare alanıyla yapılmış bir haldedir. Koruma avlusuyla çevresiyle beraber bayağı büyük bir alana tekabül ediyor. Bu yapım Ahmet Eşref Fakıbaba döneminde yapıldı. 2010 yılında bize devredildi ve zaten 2010 yılında inşaatına başlandı. 2010 yılında başlanan proje zar zor 2015 yılında bitirildi. 2015 yılında açılışı yapıldı ama sadece 15 gün açık kaldı. Et Kombinenin yapılması nedeniyle 13 milyon lira Şanlıurfa’ya hibe edildi. Tabi bu Et Kombine yapılırken bize de yer tahsis edildi. Esnaf başına 500-600 metreyi parayla belediyeden satın aldık. Biz düzensiz bir yer iken oraya gittik, biz gittiğimizde altyapı yoktu. 2017 yılındayız ama hala altyapımız yapılmadı. Sadece belli bir yerin elektriğini trafoyla suyunu da sondajla sağlıyorlardı. Biz daha sonra gündeme getirerek su kuyusunu orada yaptırdık.
Et Kombine bu şekilde işlevsiz kaldı. Peki, siz ihracatı nasıl yapıyorsunuz ya da yaparken sorunlarla karşılaşıyor musunuz?
Biz bahar aylarında batı illerine kuzu ihracatı yapıyoruz. Bu ihracatı yaparken biz onlarca sorunla karşılaştık. Mesela küpe sorunu var ve hala da devam ediyor. Bu Et Kombine ile biz Antep, Diyarbakır’daki gibi etleri derin dondurucularla ihraç etmemiz gerekirdi. Ama şu anda maalesef tırlarla, kamyonlarla, ilkel yöntemlerle hayvanları batıya ihraç ediyoruz. Canlı hayvan olarak gönderiyoruz. Biz 5-6 yıldır bu Et Kombineyi beklerken Namet gibi firmaların burada hayvanları keserek günde 5 bin, 10 bin, 20 bin hayvanın kesileceği bir entegre tesisinin yapılması gerekirdi. Bize dediler ki Urfa’ya ve çevre illere yetecek kadar yapabiliriz. Ama maalesef açıldığı zaman günde 200-300 hayvanın kesildiği bir yer oldu. Kapasitesi yanlış, kesimhanesi de yanlış yapıldı. Bizim eski Et Kombinemiz vardı. Her ne kadar sağlıksız ise de günde bin, 2 bin hayvan kesilecek bir kapasitede idi. Tabi burası yeni yapıldı, bu kadar para harcandı ama bu sefer de iş yapamadılar. Alan firma da bunu başaramadı. Zaten Büyükşehir Belediyesi ile bu işi yapanlar mahkeme sürecindeler. Zaten bizim de şikâyetimiz budur. Buraya tonlarca para harcandı, bu Et Kombine bu saatten sonra da zaten çalışmaz. Hangi firma gelirse gelsin, hangi ilden ihale alırsa alsın bu işleme konulmaz bir yerdir.
Bu Et Kombinenin bu saatten sonra çalışmayacağını söylediniz. Peki yıkıp yeniden mi yapmak gerekiyor?
Bu artık çalışmaz bir yerdir. Çalışsa da dışarıya ihraç edecek noktada değildir. Bununla sadece iş piyasa yapabiliriz. Sadece Urfa piyasası için yetecek bir kapasitesi var. Hem soğuk depoları yetersiz hem kanca açısından yetersiz hem de hayvanların kesim yapılacağı yerde altyapı düzensiz olduğu için tıkanma oluyor. Ama şu anda bir çöplük, çatı uçmuş, pencereler kırılmış, malzeme çalınmış. Hiçbir koruma falan da yok. Orası Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin malıdır. Sorumluluk da belediyenindir. Büyükşehir Belediyesi bunu kira yoluyla Aziz Çelik’e ve Bahattin Demirgiller’e ayda 42 bin TL bedelle işletmeyi verdiler.
Dışarıya hayvan ihracatınız başladı mı?
3-4 ay boyunca 1,5 milyon canlı hayvanımızı dışarıya ihraç edeceğiz. 15 gündür başlamışız, günde 30-40 civarında dışarıya hayvan gönderiyoruz. Biz ilk mahsulü Urfa’dan kaldırıyoruz, Doğu illeri bir ay sonra başlayacak. Bir ay sonra Van, Diyarbakır, Ağrı, Siirt illeri de başlayacak.
Peki, yapım ve ihale aşamasında görüş bildirmedin mi ya da onlar sizinle fikir alışverişi yapmadılar mı?
Yaparken bizi dinlemediler. Bakın proje yanlış dedik bizi dinlemediler. İhale aşamasında da bizi dinlemediler. İhaleyi verirken, et işleyen, deri işleyen bir yere vermeniz lazım dedik. Benim gibi normal bir vatandaşa versen bu işlemez.
Söz konusu yerde kanalizasyon problemi dışında başka ne tür problemler var?
En büyük problemimiz et kombinesinin içinde olduğu durumdu. Umudumuz kalmadığı için onu da planlarımızdan çıkardık. Eski usulle artık havanları tırlara yükleyerek götürüp sağda solda keseceğiz. Bu arada Siverek’i takdir ediyorum. Orada bir mezbahana açıldı, şu anda Siverek Diyarbakır’a rakip oldu. Bütün hayvanlar burada kesiliyor, dışarıya soğutucularla gönderiliyor.
Bu da ilçeye ekonomik olarak katkı sunuyor mu?
Tabii ki çok büyük katkı sunuyor. Bunun yapımından Milletvekilimiz M. Kasım Gülpınar’ın emeği var. Gülpınar, öncülük ederek oraya yaptığı yatırımlarla Siverek’te hayvancılığı en ön sıralara aldı.
Biz Urfa olarak Siverek’in gerisinde kaldık diyebilir miyiz?
Biz diğer 12 ilçemizi toplasak Siverek kadar olamıyoruz. Şu anda çiftçi, besici hayvanları köyden getirirken et kombinesine getirip orada kestiriyor. Bizim de burada et kombinemiz olmadığı için Antep’e gönderiyoruz, ödemede verdikleri çekler de bazen sahte çıkıyor. Birçok esnafımız şu anda mağdur durumdadır.
Besi organizenin yer seçimi ne durumdadır?
Hem yer seçimi yanlıştır hem de bu yere bu kadar para işlemez zaten. Bu yapılan 50 milyon da çöpe gitti diyebiliriz. Hayvan pazarı nasıl çöpe gittiyse bu besi organize de çöpe gidecek. Çünkü burada hayvancılık yapacak insanlar yok. Kar amacıyla alan vatandaşlar var.
Hayvancılık sektörü içinde olanlar kaç kişi var?
Burada bu sektör içinde olanlar sadece 12 kişi. Geriye kalanlar iş adamı, tüpçü, esnaf gibi diğer sektörlerde. Hayvan pazarına da yapılan 25 milyonluk yatırım nasıl boşa gittiyse, buraya yapılan yatırım da boşa gidecek.
Bunun için ne yapılması gerekir?
Besi organizesi yapılsa da yapılmasa da bir kere işleyişi yanlıştır. Birincisi Urfa’da şap hastalığı her zaman olan bir hastalıktır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Düşün ki 30 bin büyükbaş hayvanın olduğu bir yerde bir hayvana bu hastalık bulaşırsa en az 10 kilometre boyunca burası karantina altına alınmalı. Burası karantinaya alınsa bile o alanda bulunan hayvanların tümü kesilmelidir. O kokunun Urfa’ya bile ulaşacağı göz önüne alınmalıdır. Urfa’ya her gün batıdan rüzgar esiyor. Bunları da göz ardı etmemeliyiz.
Hayvancılık sorunlarını maddeler halinde sıralayacak olursak Urfa’da hayvancılığı kalkındırmak için neler yapılmalı?
10 yıldır hayvancılığa büyük hibeler veriliyor. Ben 5 yıldır da bunu eleştirdim. Çünkü hibede bir ahırın, bir çiftliğin yapılması durumunda yüzde 50 destek verilecek. Ama bu bölgede 1 milyon ile çiftlik kurmaya gücü olmayan insanlar yaşıyor. Bunu sonucunda ise hayvancılıkla alakası olmayan iş adamları çiftlik kurdular. Yani bu sistem sonucunda bu işten anlamayan iş adamları da bunu sürdüremediler. Çünkü bu işi bilmiyorlar. Bu nedenle köylüler de mağdur oldu. Gerçekten bu işin içinde olanlara büyük destekler verilmedi. Son iki yılda köylüye dönük projeler yapıldı. Bununla genç çiftçi projesini çıkardılar. Bu da yetersiz oldu. Çünkü köylüyle direkt irtibata geçilmesi gerekirdi. Bunu yapamadılar, üstüne meralar da gün geçtikçe yok oluyor.
Urfa’da en çok hangi bölgede mera var?
Meralar en çok Siverek-Viranşehir arasında yer alıyor. Suruç, Harran, Akçakale alanlarında meralar neredeyse hiç yoktur. Bunun için meraların olduğu bölgeler daha fazla korunmalı. Bazı ovalar korunacaksa mera sınırları belirlenmelidir. Köylüler de mera alanlarına ağaç dikerek burayı işgal ediyor. İsteğimiz, meraların korunması ve direkt köylüye destek verilmesidir.
Mandıracılık teşvik edilmeli görüşleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mandıracılık bölgemizde ve batı bölgesinde farklıdır. Bizim bölgede çiftlik gerekmeden hayvanları yaylalarda otlatarak evde sağarız. Mandıracılıkta günde 3 defa sağılırken bizde 2 defa sağılıyor. Mandıracılık da doğu ve batı mandıracılığı diye ayrılması gerekir.
Özel kuruluşların faaliyetleri var. Bu kuruluşların Urfa’ya katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Katkıları var da Urfa’da satılacak süt nerden bulunacak. Hangi köyde süt var ki. Eskiden bir köyde binlerce hayvan varken, şimdi 100 tane ya var ya da yok.
Sizce Urfa’da toplam hayvan sayısı ne kadar?
Bu sayı daha resmiyete dökülmemiş durumda. Bizim kantar satışımız var. Hayvan Pazarı olarak düşünürsek Doğu bölgesinin en büyük pazarı Urfa’da, ilçe olarak da Siverek’te yer alıyor. Bizim 1 buçuk milyondan fazla küçükbaş hayvanımız bulunuyor.
4 yıl öncesinde tahminen bu sayı kaçtı?
3 milyon civarı vardı. Bu yarı yarıya azaldı. Şimdi hiç kalmadı diyebiliriz. Sıkıntı burada. Geçtiğimiz yıllarda kuraklık yaşadığımız için Ortadoğu’dan gelen tozlu bulutlar, meralara yayılınca hayvanlar üzerinde etki ederek doğum oranlarını neredeyse yüzde 100’e kadar düşürdü. Çok şükür bunu da geçen yıl atlatmış olduk.
Büyükbaş hayvancılıkta durum nedir?
Büyükbaşta şu anda ithalat olduğu için fiyatlar düşüyor. Buna karşılık küçükbaş fiyatları da yükseliyor. Doğu illerinde de hayvancılık azaldı. Ama yine de en büyük katkı, doğu illerinden geliyor. Bu iller olmasaydı, şu anda etin kilosunu 100 liraya bile alamazdık.
Et fiyatlarının düşürülmesi için Bakanlık ilk etapta ne yapması gerekir?
Suriye olmasaydı, Türkiye’de kesilecek hayvan bulamazdık. Çünkü Suriye’de savaş başladığı zaman oradan göç eden insanlar, buraya gelirken hayvanlarını da getirdiler. 4 yıl boyunca oradaki hayvanlar bizim bölgeye taşındı. Diğer illeri bırak sadece Urfa’ya giren hayvan 350 bin civarındaydı. Ama bunu değerlendiremedik. Çiftleştirme yerine iç piyasaya sürerek hepsini kestik.
Bunun yerine ne yapılabilirdi?
Sınırdan kontrollü şekilde hayvanlar bırakılabilirdi. Kaçak yollar yerine yasal olmalıydı. Suriyeli çiftçilere mera verebilirlerdi. Bunu hem onların geçimlerini sağlaması hem de ülkemizin ekonomisine katkı sağlaması adına yapılabilirdi. Bu yapılmadığı için Suriyeliler de hayvancılığı bırakmak zorunda kaldı.
Suriye’den hayvan gelişi durdu mu?
Bu sene yüzde 100 durduruldu. Sınır güvenliği kontrolü daha iyi şekilde yapılıyor. Önceki yıllarda insanlar geliyordu, hayvanlar geliyordu, biçerler geliyordu, traktörler geliyordu. Maalesef Suriye’de de hayvan kalmadı. Suudili iş adamları geldi Urfa’ya, onlara dedim ki gelin çiftlik kuralım. Arazi bizden, para sizden, yok biz yapamıyoruz dediler. Bize dediler biz sadece alım yapıyoruz. Zaten ülke olarak biz et ithal ediyoruz. Bir ihraç edecek noktada değiliz. Dünyada etin en pahalı etin olduğu ülke Türkiye’dir.
En başa dönecek olursak hayvancılık için neler yapılabilir; Hayvan piyasasının canlanması için, et fiyatlarının düşmesi için ne yapılmalı?
Bu yükseliş ithalatla çözülecek bir iş değildir. Benim fikrim eğer 100 eğer 50 ülke varsa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak hepsini gezerim. Bizim Doğu iklimine hangi hayvan uygunsa onu alırım. Şimdi Batıdan gelen hayvanlar, buranın sıcaklığına dayanamadığı için ölüyor. Araştırın hangi ülkede bizim iklim şartlarımız, toprak şartlarımız, mesela biz Sudan ile aynı düzeydeyiz iklim olarak, orada getirilebilir. Yoksa biz yıllarca dışarıdan kamyonlarla, tırlarla et getiririz. Dışarıdan da et getirdiğin zaman da çiftçi mağdur oluyor. Ben bunu bakanlığa defalarca anlattım.
Küpe sorunu ile ilgili son durum nedir?
Küpe ile ilgili af çıktı. Af çıktı ama yine maalesef yanlış mevzuat uyguladılar. Biz onun düzelmesini bekliyoruz. Vatandaşa diyor ki bana kendi işletmeni göster gelip sana küpe yapayım. Küpenin de ne zaman geleceği belli değil. Bunu ihraç yaptığın zaman da 15 gün beklemen gerekiyor. Bir tüccar gelip hayvan aldığında 15 gün bu hayvanların başında mı bekleyecek.
Şanlıurfa ile ilgili konuşacak olursak kentte en çok hangi hayvan türü var?
Tür olarak beyaz dediğimiz koyun kent genelinde en çok yaygın olan türdür. En iyi süt verimini Arap cinsinden alıyoruz. Suriye’den gelen kırmızı başlı hayvanlardan en fazla verimi alıyoruz. En verimli süt onlardadır. En verimli süt ise bizim yerli hayvanlardadır.
Kurban fiyatları geçen yıl nasıldı, bu yıl nasıl olacak?
Biz Konya’dan daha ilerideyiz. Ancak meraların yetersiz oluşundan dolayı samanı 1 liradan alıyoruz. Bizde samanın 150 kuruş olması gerekir. Peki, biz hayvanı nasıl besleyeceğiz? Bugün canlı süt kuzusunun kilosu 15 liradır. Geçen yıl kuzu 11 liraydı, yüzde 35-40 bir artış oldu. Kurban Bayramı’nda kimse kurban almıyor. Geçen Kurban Bayramı’nda kurban satmadık, sattıklarımızda da pişman olduk. Geçen sene hayvanların fiyatı 600’den başlıyor, 900’e kadar çıkıyor. Bu sene de 900 ile bin 200 lira arasında değişecek. Geçen sene büyükbaş 7 bindi, şu anda da 16 bindir.
Son olarak canlı hayvan pazarı’nda ne eksiklikler nedir, acil olarak yapılması gerekenler nelerdir?
Acilen bu Et Kombinenin düzelmesi gerekiyor. Urfa halkına sadece kesim için değil işletecek bir yerde gerekir. Entegre tesisi olacak, paketleme yeri olacak. Deri ihraç eden bir il olmamız gerekiyor. Şu anda hayvan pazarında 250 tane işyeri var.